Sinop'taki bir kaza İstanbul'u etkiler (miş)

02.01.2012 22:11

Sinop ve Mersin Akkuyu'da kurulması ögörülen nükleer santrallere ilişkin hazırlanan raporda “Sinop’ta yapılması planlanan nükleer santralde bir kaza olması durumunda İstanbul, Ankara, Samsun gibi şehirler bu kazadan etkilenmektedir" denildi.

Çevre Mühendisleri Odası tarafından Sinop ve Mersin Akkuyu’da kurulması öngörülen nükleer santrallere ilişkin hazırlanan raporda, “Radyasyonlu parçacık dağılımı modelleme çalışması sonucunda Sinop’ta yapılması planlanan nükleer santralde bir kaza olması durumunda İstanbul, Ankara, Samsun gibi büyükşehirlerimiz bu kazadan etkilenmektedir. Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralde kaza olması durumunda ise bütün Akdeniz Bölgesi’nin yanı sıra Konya da büyük risk altında” denildi.

Kıyıköy en riskli alan

Raporda, Sinop’taki bir kazada, Karadeniz Bölgesi’nin tamamı ile İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinin daha yüksek risk taşıdığının görüldüğü, potansiyel santral sahası olarak belirtilen Kırklareli-Kıyıköy’ün ise 20 milyon kişinin yaşadığı ve nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgede bulunması nedeniyle en riskli alanlardan birisi olacağı vurgulandı.

Bakanlığa çağrı

Raporda, Enerji Bakanlığı’nın doz hesaplamalarını da içeren daha kapsamlı bir çalışma yaparak, kamuoyuyla paylaşması gerektiği belirtilirken, “Ülkemizi siyasi iktidarların bilim dışı kararlarına terk etmeyeceğimizi, önceki dönemlerde olduğu gibi, kirli enerji politikalarını uygulamaya koymayı hedefleyen iktidarların yarattığı bilgi kirliliğine karşı, kamuoyunu bilimsel bilginin ve emeğin ışığında bilgilendirmeye devam edeceğimizi biz kez daha vurgulamak isteriz” denildi.

 

02.01.2011 tarihinde yukarıdaki gibi bir haber düştü ajanslara…

 

Çok süslü lafları dizmiş arkadaşlar ama, haberi basına verirken keşke bir harita alıp söyle bir baksaydılar. Buraya kadar iyi hoş da, bu arkadaşların çevre mühendislikleri boş verelim de, harita bilgileri ilkokul öğrencilerinin harita bilgisine göre biraz daha geri değil mi?

 

Mesela; aşağıdaki haritada Türkiye’nin komşularından nükleer teknolojiye sahip olanları görmekteyiz.

 

 

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı verilerine göre; komşularımızdaki çalışır veya inşaat halindeki ve kapatılmış reaktörlerin sayısı tablodaki gibidir.

 

ÜLKE

ÇALIŞAN

İNŞAA HALİNDE

KAPATILAN

 

 

Rusya

32

11

2

 

 

Ukrayna

15

2

4

 

 

Bulgarıstan

2

2

4

 

 

Ermenistan

1

0

1

 

 

Macaristan

4

0

0

 

 

TÜRKİYE

0

0

0

 

 

 

  

Şimdi yukarıdaki harita ve tabloya bakıp, bizim üstatlara birkaç soru sormanın zamanı geldi sanırım.

 

1-Türkiye’nin bütün çevre sorunlarını çözdünüz de, bir tek nükleer mi kaldı? İç Anadolu yıllardan beridir çölleşmekte. Birçok sulak alan kurutuldu. Bir çok ilimizde nefes alacak hava kalmadı. Bunlar çevre mühendislerinin ilgi alanına girmiyor değil mi?

 

2-Bir NGS ile aynı güçteki bir TGS’nin havaya saldığı gazların miktarlarından ne kadar haberdarsınız?

 

3-Mühendisliği bir kenara bırakalım, ilkokul bilginiz yeterli. Elinize bir cetvel alarak yukarıdaki haritada önce İstanbul’u bulup, İstanbul ile mavi yıldızla gösterilen Akkuyu NGS arasındaki mesafeyi, sonra da İstanbul ile Bulgaristan arasındaki mesafeyi bir zahmet ölçebilir misiniz? Bulduğunuz değere göre, İstanbul için hangisi daha tehlikelidir?

 

4-Belki bilmiyorsunuz diye açıklamakta yarar var; çevremizdeki NGS’lerin hemen hemen hepsi eski Sovyetlerden kalma, Sovyet tipi dediğimiz, koruyucu kalkanı olmayan reaktörlerdir. Ukrayna’daki Çernobil reaktörü bu tip olduğu için adi yangınla patladı ve etrafa radyasyon yaydı. 

 

Aynı tip kazanın (KOR ERİMESİ) olduğu Amerikada’ki Three Mile Island reaktöründe, koruyucu kalkan olduğu için kimseye bir zarar gelmedi. 

 

Batı tipi reaktörlerde ise, reaktör koruma kalkanı olmadan işletmeye alamazsınız. Çernobil kazasından sonra Ruslar artık eski Sovyet (AÇIK) tipi reaktör yapmayı bırakıp, batı (KAPALI) tipine geçmişlerdir yoksa işletme ruhsatı alamazlar.

 

 

 

5-Son olarak, İstanbul için, İstanbul’a daha yakın ve eski Sovyet tipi (AÇIK SİSTEM) toplam olarak da 54 adet reaktör mü tehlikedir, yoksa henüz kurulmamış, batı standartlarına göre yapılacak 4 adet batı tipi (KAPALI SİSTEM) reaktör mü daha büyük tehlike yaratacaktır?

 

“AKLIN YOLU BİRDİR” derlerse de; konu nükleere gelince, biz nükleercilerden başka herkesin aklının yolu nedense hep bilgisizliğe dayanıyor.


Burada yazılanları kopyalamak yasal olarak suç teşkil edebilir.