AKKUYU'YA MATRUŞKA MODELİ GÜVENLİK SİSTEMİ

25.04.2011 10:15

 

Rus Rosatom şirketi Mersin Akkuyu’ya yapacağı nükleer santralin bir benzeri olan modeli, Kalininskaya Nükleer Santrali'ni (KAES) gazetecilere tanıttı. Santrali gezdiren uzmanlar, Akkuyu’daki santralin Rus matruşkaları gibi iç içe geçen dört aşamalı güvenlik önlemine sahip olacağını açıkladı.

 Türkiye, Bulgaristan, Çin, Avusturya ve Polonya basınına tanıtılan başkent Moskova'ya 350 kilometre uzaklıktaki Kalininskaya Nükleer Santrali’nin kapılarını açan Rosatom şirketi, Japonya'daki Fukuşima nükleer santralindeki kazanın ardından nükleer enerji konusunda ortaya çıkan endişeleri gidermek istiyor.


Güvenlik konusunda basına açıklama yapan KAES'in başmühendisi Mihail Kanişev, özellikle Mersin'deki nükleer santralinde alınacak güvenlik önlemlerine vurgu yaparak, santralin 9 şiddetinde depreme dayanıklı olacağını ve uçak dahi çarpsa zarar gelmeyeceğini söyledi. Kanişev, kendi yaptıkları santralin güvenlik sisteminin dörtlü matruşka gibi iç içe olduğunu belirterek, şunları kaydetti: 

''En içteki kukla reaktörün kendisi. Ardından ikinci kuklayı reaktörün betonarme olan yüzeyi oluşturuyor. Üçüncü matruşka güvenli soğutma sistemini gösteriyor. Reaktörün içinde dolaşan suyun dışarıyla hiçbir teması olmadığı gibi ikinci soğutma kademesindeki su da dış dünyayla bağlantılı değil. Ancak üçüncü soğutma devresi doğadan temin ettiğimiz suyla temas halinde. Bu sayede radyasyon arıza durumunda ancak üçüncü aşamada dışarı sızabilecek. Dördüncü kukla ise reaktörün ciddi şekilde arızalanmasına yönelik bir önlem. Nükleer yakıt reaktörde susuz kalarak erimeye başlasa bile reaktörün dibine yerleştiren ızgara bu yakıtı yakalıyor. Güvenlik ızgarası ayrı bir sistemle soğutulduğu için hiçbir koşulda patlama meydana gelmemesi sağlanıyor.''

Mihail Kanişev, 3 pasif güvenlik sistemine sahip olacak reaktörlerin elektriğin tamamen kesilmesi halinde bile otomatik olarak devreye gireceğini belirterek, ''Kaza anında ısı emme, doğal sirkülasyon ve doğal soğutma başlatılıyor. Tüm bu güvenlik sistemlerinin devreye sokulabilmesi için personelin müdahalesine ihtiyaç duyulmuyor'' diye konuştu. 

Rosatom'un izleme ve denetim mekanizmasını oluşturan Nükleer Enerji'nin Güvenli Gelişimi Enstitütüsü Müdürü Leonid Balşoy ise Fukuşima'da yaşanan olayın sadece Japonya'yı değil Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunu (UAEK) ve Rusya'yı da yakından ilgilendirdiğini belirtti. 

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Balşoy, dünya devlerinin UAEK çatısı altında Haziran ayında nükleer enerji konusunda uluslararası denetimi gündeme getireceğini açıklayarak haziran toplantısında büyük yenilik sayılan kararların alınmasını beklediklerini kaydetti. Barışçıl atom denetim mekanizmasıyla ilgili önerilerinin ilk aşamada ülkelerin gönüllü katılımını ön göreceğini kaydeden Balşoy, nükleer santral inşa eden ülkelerin bu mekanizmaya gönüllü olarak başvurabileceğini söyledi. 
Başvuru yapan ülkenin incelemelerden sonra nükleer santralin ''güvenli şekilde işletilebilir'' sertifikası alacağını ve belirli aralıklarla nükleer tesisi denetime açma garantisine imza atacağına ifade eden Balşoy, ''Yeni denetim mekanizmasına başvuran ülke Fukuşima benzeri kazaları önleyeceği gibi üçüncü ülkelere karşı sorumluluklarını da net şekilde bilecek. Ayrıca, olası tatsız tepkilere karşı kendini bir nevi sigorta altına almış olacak'' dedi. 

Rosatom yetkilisi, Akkuyu ile KAES arasındaki farkla ilgili soru üzerine, ''Kullanılan teknoloji ve model olarak tıpatıp aynı. Tek fark, Akkuyu reaktörleri bin 200, burada çalışanlar ise bin megavat gücünde. Ancak bu farklılık temel prensibi değiştirmiyor. Mersin-Akkuyuile KAES birbirine çok benzer ve üçüncü nesil sayılıyor'' dedi. İlk reaktörü 1984 yılında faaliyete giren KAES, bin megavat gücünde '' su soğutmalı'' tabir edilen WWER tipindeki üç reaktörden oluşuyor. Yıl sonunda faaliyete geçirilmesi planlanan dördüncü reaktörün inşasıyla ilgili çalışmalar ise hızla sürdürülüyor.

Akkuyu'daki nükleer santralin inşaatına 2013 yılında başlamayı planlayan Rosatom, 4 üniteden ilkini 2018 yılında faaliyete geçirmeyi, tamamını ise 2021 yılına kadar bitirmeyi planlıyor. 

 

 

 


Burada yazılanları kopyalamak yasal olarak suç teşkil edebilir.